İzmir’in Buca, Karşıyaka ve Menemen ilçelerinde yapılan tarihi eser kaçakçılığı operasyonlarında Zakir Kaya imzalı kitaplarına sahip olmak için linke tıklayın Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait olduğu değerlendirilen 210 adet sikke ele geçirildi. Olayla ilgili 3 şüpheli gözaltına alınırken, tarihi eserler İzmir Müze Müdürlüğü’ne teslim edildi.İzmir İl Jandarma Komutanlığı, Cumhuriyet Başsavcılıklarının koordine ve talimatı doğrultusunda İzmir İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlıklarınca yürütülen istihbari çalışmalar sonucunda tarihi eser ticareti yapılacağına yönelik bilgiler elde ederek operasyon düğmesine bastı. 13 ADET GÜMÜŞ SİKKE BULUNDU 24 Mayıs 2022 tarihinde Buca ilçesi 29 Ekim Mahallesinde şüpheli İ.Ü.’yü yakalayan ekipler yapılan üst aramasında Helenistik döneme (M.Ö. 300 ile M.Ö. 30 yılları) ait olduğu değerlendirilen 15 adet gümüş sikke ele geçirdi. Aynı tarihte Karşıyaka ilçesi Sancaklı Mahallesinde de şüpheli A.B.’yi yakal...
Rize’de, doğada düğün fotoğrafı ve klip çektiren Beyza Şimşek ile Çağlar Paliç'i, havalanan drona yönelen çoban köpeği kovaladı. Bu anlar, kameraya yansıdı. Karadenizli müzisyen Çağlar Paliç ile Beyza Şimşek, Çamlıhemşin ilçesinde doğada düğün fotoğrafları çektirdi. Çat Kemer Köprüsü’ne çıkan çift, görüntü alan drona poz verdi. Bu sırada drone sesinden ürken çoban köpeği, köprüdeki çiftin üzerine doğru koşmaya başladı. Paniğe kapılan gelin, çığlık atıp kaçtı. Bu anlar, görüntü alan Memiş Ali Yazıcı’nın drone kamerasına yansıdı. "EŞSİZ BİR GÜNDÜ" Fotoğraf sanatçısı Memiş Ali Yazıcı, “Damat arkadaşım, hem söz yazarı hem de iyi bir solisttir. Yazdığı birçok şarkı var ve bunlardan bir tanesini düğün çekiminde söyledi. Ben de gün içindeki görüntüleri kullanarak bu şarkının çok anlamlı olabileceğini söyledim. Böylece hem evliliklerini hem de şarkıyı anlamlı kılacak olan bir klip çekmeye karar verdik. "Tam o sırada köpek drona doğru koşarken gelinimiz de çığlıklar eşliğin...
Giresun'da UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınması için başvuru yapılan Giresun Adası’nda, 4 yıl aradan sonra yeniden arkeolojik kazı yapılacak. Giresun Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, geçmişte Aretias, Nesos, Areos ve Khalkeritis gibi pek çok isimle anılan, antikçağdan beri süregelen yaşam izlerine sahip olan adanın birçok efsane ve mitolojik anlatıma konu olduğuna yer verildi. Karadeniz'de yer alan iki adadan biri olan ve 38 bin metrekare alanı ile Akdeniz defnesi ve yalancı akasya başta olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu bitki türü ile karabatak ve martıların doğal olarak ürediği doğal ve arkeolojik sit alanı Giresun Adası'nda kazılar yeniden başlıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınması için çalışma yürütülen adada 4 yıl sonra yeniden arkeolojik kazılar yapılacak. ‘BİRÇOK BULUNTU ELE GEÇTİ’ Giresun Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, geçmiş...
Bilim insanları, 250 milyon yıl önce Dünya’daki yaşamın yüzde 90’ını yok eden Büyük Yok Oluş'un, volkanik patlamalar kadar bir su altı olayının da büyük rol oynadığını keşfetti. Bu bulgular, El Niño’nun küresel iklim üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor. Yeni bir bilimsel çalışma , 250 milyon yıl önce Dünya ’daki yaşamın büyük bir kısmını yok eden Büyük Yok Oluş ’un ardındaki sebepleri yeniden değerlendiriyor. Araştırma, bu kitlesel yok oluşun sadece volkanik patlamalarla değil, aynı zamanda büyük bir su altı olayı ve El Niño ’nun etkisiyle gerçekleştiğini ortaya koyuyor. 'BÜYÜK YOK OLUŞ'UN GERÇEK NEDENLERİ Yaklaşık 250 milyon yıl önce meydana gelen ve Dünya'daki yaşamın yüzde 90’ını yok eden Büyük Yok Oluş, gezegen tarihindeki en yıkıcı felaketlerden biri olarak biliniyor. Bu yok oluşun başlıca nedeni olarak volkanik faaliyetler düşünülse de, yeni bir araştırma su altı olaylarının ve El Niño'nun da büyük bir rol oynadığını ortaya k...
İzmir'de Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerinde sürdürülen bu yılki kazılarda 8 bin yıl öncesine ait, 15 santim boyunda kemikten ve balık figürü şeklinde yapılmış, balık pulu temizliğinde kullanılan alet bulundu. Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, balık figürü şeklindeki buluntunun bugüne kadar benzerine daha rastlanılmadığını söyledi. Zakir Kaya Kitaplarının 2.Baskısı çıktı iletişim kurmak için tıklayınız. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Belediyesi ve Ege Üniversitesi'nin desteğiyle Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerindeki kazı çalışmaları sürdürülüyor. Kazılarda kent, 8 bin 500 yıl öncesine tarihlenirken, üst üste kurulan 9 köy gün yüzüne çıkarıldı. Ayrıca kazılarda binlerce yıl öncesine ait çipura, denizkestanesi, istiridye ve midye gibi birçok kalıntıya da ulaşıldı. İlk İzmirlilerin de bugünün kent sakinleri gibi başta midye olmak üzere deniz ürünlerini tükettiği, yine bu kazılardan anlaşıldı. Bu...
Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, Rus arkeolog Rudenko'nun 1949 yılında Altay Dağları eteklerinde bir mezardan çıkarttığı dünyanın en eski halısının Türklere ait olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tellioğlu, “Halının üzerinde kullanılan hayvan figürleri, süvari resimleri, süvari atlarının kuyruğunun bağlı olması, Hun gülü gibi motifler sanat tarihi açısından bu halının Türklere ait olduğunu gösteriyor" dedi.
Rusya'nın St. Petersburg kentindeki Hermitage Müzesi'nde sergilenen ve yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesine ait olduğu düşünülen, dünyanın en eski halısı Rus arkeolog C.I. Rudenko tarafından 1947-1949 yılları arasında yapılan çalışmayla Sibirya'daki Altay Dağları'nın eteklerinde 'Pazırık Kurganı' olarak da adlandırılan oda mezar içinde bulundu. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, Pazırık Kurganı'nda çıkan dünyanın en eski halısının Türklere ait olduğunu bildirdi.
'ÜSTÜN KÜLTÜRE SAHİBİZ'
Türklerin tarihiyle ilgili dünyadaki yaygın tarih algısında önemli bir problem olduğuna işaret eden Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, “Dünyada Türklerin tarih boyunca güçlü orduları olduğunu herkes kabul ediyor. Aynı şekilde devlet kurma kabiliyeti olduğu da kabul edilir. Yani hem askeri hem siyasi olarak Türklerin üstünlüklerini kabul ediyorlar. Ancak aynı çevreler Türklerin uygarlık tarihinde bir yer edinemediğini söylüyorlar. Pek çok araştırmacı o yüzden Türkleri 'ilkel' olarak nitelendirmekte sakınca görmez. Hatta dünyada Türkler ile ilgili meşhur bir kitabın önsözünde, Türklerin tarihini, barbarlığın tarihi olarak yazmakla bu davranış biçimini çok normal hale getirirler. Ancak dünya bunun gerçek olmadığını iki olayla gördü" dedi.
TÜRKLERİN DÜĞÜM ATMA ŞEKLİ
Birincisinin 1949'da Rudenko tarafından duyurulan Pazırık Halısı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tellioğlu, “Her milletin dokuma yaparken kendine has düğüm atma şekli vardır. Sanat tarihçileri Pazırık Halısı'nın düğüm atma şeklinin Türk düğüm atma şekli olduğunu yazarlar. Halının üzerinde kullanılan hayvan figürleri, süvari resimleri, süvari atlarının kuyruğunun bağlı olması, Hun gülü gibi motifler sanat tarihi açısından bu halının Türklere ait olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
HALIDAKİ MOTİFLERİN ANLAMI
Rudenko'nun halının bu özelliklerini yazmasına rağmen onu Hint Avrupalılara bağladığını ifade eden Prof. Dr. Tellioğlu, "Rudenko'nun böyle demesi, yukarıda bahsettiğim tarih görüşünün bir yansımasıdır. Oysa bu doğru değildir. Türk dünyasının her yerinde bu motiflerin binlerce yıldır kullanılıyor olması Pazırık Halısı'nın ait olduğu kültür grubunu göstermektedir" dedi
Dünyanın en eski halısının Türklere ait olduğunun ortaya çıkmasının bir tarih görüşünü de ortadan kaldıracağına işaret eden Prof. Dr. Tellioğlu, “Mesele de aslında burada düğümleniyor. Burada semboller üzerinden büyük bir kavga yaşanıyor. Uygarlık tarihinde Türklerin yeri olmadığını iddia eden tarih görüşü, bu halı ile birlikte büyük itibar kaybediyor" yorumunu yaptı.
2500 YILLIK ALTIN ELBİSE
İkinci olarak da 1970'de Kazakistan'ın Almatı şehri yakınlarındaki Esik kasabasında bir kurgan bulunduğunu belirten Prof. Dr. Tellioğlu, “Bu kurganda da günümüzden 2500 yıl öncesine ait üzerinde altın elbise olan mumyalanmış bir ceset bulundu. Çevresindeki eşyalardan ve gümüş kase içerisindeki bir yazıdan bu altın elbiseyi yapanların Türkler olduğu anlaşılıyor. O dönemde Türklerin bu kadar ilerlemiş bir teknolojiye ve estetik değerlere sahip olması medeni bakımdan oldukça ileri olduklarını göstermektedir. Altın elbise ve yanındaki değerli süs eşyaları yapıldığı çağda Türkleri barbar olarak niteleyenler çok ilkel bir hayat yaşıyordu" dedi.
'Dünyanın en eski halısı Türklere ait'
Reviewed by Zakir KAYA
on
Nisan 12, 2020
Rating: 5
Hiç yorum yok