Qılman İman: Şiir'ler
Ayaklarım yol gezer sabahtan ta akşama
Gözlerim de yüreğime yara gözler
Biz iş arayıp bulana kadar
Biri var ki ormanı kağıt edip kazanç sağlıyor
Yollara baka baka düşmüş elden ayaktan
Kalem uykuya dalınca çıkar birkaç kelam ağızdan
Ne sırsa bilmiyorum kader bize yarasın
Renge bakayım dedim kader siyah yazıyor
Şapka kafasından pahalı
Bak kaç kişi var
Ölü gibi insanlar özü yok sadece leşi var
Şimdi hepsi müşküldür hepsinin bir işi var
Kimi insanla uğraşır kimi aracı olur
Zurnacı az dur gitarcı çalıyor cengi
Her gün tokmak yemekle solmuş definin rengi
Düzelt sazı ahengi
Sazı fazla bağırtma makamlara sadık kal
Akıllı baş ne yapsın dünya dolmuş deliye
Gam dolaşır sevinç güçlü çelikle
Kuyuları kazdırır dirilerin eliyle
Ölüleri götürür dar mezara gömüler
Ne kadar kendi kendimle kavga
Çaldığın makam bana uymuyor
Kaybettim dostlarım babam
Allah’ım bir kapı arala bir göreyim onları
Dilediğin kapıda sukut uzanır
Yılan gibi kıvrılır acı sözler
Dilediğiniz odaya ulaştığınızda,
Sessizlik içinde yollar yılan gibi uzanıyor.
İnsana gelen sözü gizlerler,
Dedelerden bilgece bir hatırlatma.
"Yüz Kabes'in bir kalbinin ziyareti yürür"
Sorularınızın cevapları evet.
Bu "iyilik" tam bir köpeklikti.
siyah bir lamba gibi ışık verir.
Bu haline, ay canım, ister ağla, ister gül,
Basiretimiz bağlı, dolanır ağlar gönül.
Gözükmüyor mucize, görünmüyor tekamül,
Yaşıyoruz ceddine güven seyit gibi.
Bir Nizami korkusu var şiirimin tadında,
Nesiminin gözünde, Nesiminin kaşında.
Her kelimenin başında, her kelimenin başında,
Fuzuli beş yüz yıl boyunca Şah Beyit olarak kaldı.
Qılman İman
Bu durumda canım, ister ağla, ister gül,
Vizyonumuz kapalı, kalp başıboş.
Yoldan çıkanın ruhu adına,
Tanrının beni aramasını bekliyorum.
Kalemimi kalbimin kanına batır,
Bu yazıyı hayatımın bir kaydı olarak yazıyorum.

Post Comment
Hiç yorum yok