*Yalnız olmayı seviyorum. Hiçbir zaman yalnızlıktan daha iyi eşlik eden bir arkadaş bulamadım.
*Gerçeklerin, güllerin nasıl varsa, kendisine ait dikenleri vardır.
*Hayatımız detaylarla mahvoluyor. Sadeleştirmeliyiz.
*İçimizdeki yanı başımızdaki düşman olmasa, uzaktakiler hiçbir halt karıştıramaz.
*Yaşanabilir bir dünyada olmadıktan sonra, güzel bir eve sahip olmak neye yarar?
*Önyargılarınızı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir.
*Adil olmayan yasalar mevcuttur: Onlara itaat etmekle yetinelim mi, yoksa bu yasaları değiştirinceye kadar onlara itaat mi edelim, yoksa bu yasaları ihlal mi edelim? Bu tür bir devlet yönetimi altında insanlar genellikle çoğunluğu ikna edinceye kadar beklemek gerektiğine inanırlar. Eğer yasalara karşı gelirlerse, çözümün mevcut kötülükten daha kötü olacağını düşünürler. Fakat bilinmelidir ki, devletin kendisi çözüm olarak mevcut kötülükten daha kötüdür.
*Bir sürü insanla kadife bir minderde oturacağıma, sadece bana ait olan bir balkabağının üstünde oturmayı tercih ederim.
*En iyi hükümet, en az yöneten hükümettir.
*En ufak bir inanç tohumu, en büyük mutluluktan daha iyidir.
*Her nesil eskilerin moda akımlarını komik bulup güler ancak güncel modayı mürid kıvamında izler.
*İtaatsizlik özgürlüğün gerçek temelidir. İtaat edenler sadece kölelerdir.
*Kendimi şöyle bir devlet düşleyerek avutuyorum: Sonunda bütün insanlara karşı doğru olmayı gözeten, bireye sanki komşusuymuş gibi davranan bir devlet! Komşularıyla yurttaşlarının tüm ödevlerini yerine getiren bir avuç kişi, onun işlerine karışmaksızın ne de onunla kuşatılmaksızın kendisinden uzakta yaşayacak olursa, bunu kendi amacına aykırı saymayan bir devlet! Bu tür meyveler veren, bu meyvelerin olabildiğince çabuk olgunlaşıp dökülmeleri uğruna sıkıntı çeken bir devleti böylesi bir oluşum daha yetkin daha parlak bir devletin yolunu açacaktır. Benim düşlediğim de bu işte. Gelgelelim henüz böylesi yok orta yerde.
*Ne yaşamın ta kendisi olmayanı yaşamaya ne de, açıkça gerekmedikçe vazgeçmeye niyetim vardı.
*Ormana gittim. Çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum. Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak için. Ve ölüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmek için...
*Tutkularınızdan ve hayallerinizden vazgeçmeyin. Eğer vazgeçerseniz, bedeniniz bu dünyada var olsa da, yaşamınız son bulur.
*Olaylar değişmez, biz değişiriz.
*Çok çalışkan olmak yeterli değil; karıncalar da çok çalışıyor.'Ne' için çok çalışıyorsunuz?
*Kişi güvenle hayallerinin peşinden giderse ve zihninde canlandırdığı yaşamı sürdürmek için çaba gösterirse bildiğimiz saatlerle hesaplayamadığımız bir süre içinde arzusuna kavuşacaktır. Bazı şeyleri geride bırakacak, görünmez bir sınırı geçecektir; yepyeni, evrensel ve daha liberal kurallarla kuşatılacak, bu kurallar içine yerleşecektir; ya da eski kurallar genişleyecek ve kendi lehine daha özgür bir anlamda yorumlanacaktır ve daha yüksek düzeydeki varlıklarla beraber yaşama selahiyetine sahip olacaktır.
*Eğer bir insan günün yarısını çok sevdiği koruluklarda dolaşarak geçirirse, kendisinin bir serseri yerine konması tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ama aynı adam bütün gününü spekülasyon yaparak geçirir ve ağaçları kökünden kazıyıp doğayı bir kele benzetirse, o zaman çalışkan ve müteşebbis, bir iş adamı olarak takdir edilir
*Basitleştir, basitleştir. Günde üç öğün yemek yerine, gerekirse bir tane ye, 100 tabak yerine 5 tane kullan, diğer ihtiyaçlarını da aynı oranda azalt.
*Yaşamak için ayağa kalkmadıysan, yazmak için oturmak ne kadar beyhude.
*Bildiğimiz şeyleri bildiğimizi bilmek ve bilmediklerimizi bilmediğimizi bilmek gerçek bilgidir.
*Önce iyi kitaplar okuyun, yoksa onları elinize almak için hiçbir istek duymazsınız.
*İnsan kendi saadetinin mimarıdır.
*Bir kişi Türkiye'de de zengin olabilir, her açıdan Türk hükümetinin hükmü altına girip ona itaat ederse tabii...
*Neye baktığınız değil, neyi gördüğünüz önemli.
Hiç yorum yok